Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

ETKİNLİKLER > DAYANIŞMA GECESİ

DERNEK BAŞKANIMIZ MEHMET DİK`İN AÇILIŞ KONUŞMASI

Ülkeler arası, toplumlar arası çelişkilerin yoğunlaştığı, ya da daha doğru bir anlatımla birilerince yoğunlaştırıldığı günümüz dünyasında, insanca bir arada yaşamanın önemi bir kez daha kendini iliklerimize kadar hissettiriyor. 

Çıkar amaçlı anlayışlara karşı yaşanılası bir dünya için ekolojik dengelerden-ekonomik dengelere, sosyal hayattan-kültürel değerlere kadar her alanda mücadele yarınlarımız için kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor. 

Dünyamızı ateş topuna çeviren zihniyetin fişeklediği çatışmaların, ırkçı söylemlerin, dinsel çekişmelerin panzehiri olarak bilinçle, ısrarla insanı savunmak görevi karanlığı fark eden ve bu farkındalık ile yaşamını sürdüren insanlara düşüyor. Tarihsel olarak bakıldığında üstlendiğimiz görev neticesinde bir nokta olarak görülebiliriz. Ama unutmayalım ki bu dünya üzerinde yaşamayı hak eden milyarlarca noktadan biriyiz.

Üstelik her bir nokta yazılacak kötü cümlenin sonunu getirebilir. Açlık ve savaşların, doğa kıyımlarının kader olmadığının bilinciyle geceyi güne dönüştürecek aydınlık yüzlerin arasında, bir nüve olarak bulunmaktan mutluluk duyan ben, dostluğun pekiştiği böylesi onurlu bir gecenin başlangıcında belirtmek isterim ki;

An karanlık gibi görülse de, yarınlarımızın örgüsü el ele, emek, sabır, cesaret, dayanışma, saygınlık ve bir arada yaşamın yaratacağı haz ile taçlanacaktır. Biz bir arada yaşam unsurları olarak gücümüzce geleceğimizin karartılmasına asla izin vermeyeceğimizi belirterek burada bulunan ve bulunamayan tüm yol arkadaşlarımızı selamlıyoruz.

Dostluk ve saygıyla kalın…

Mehmet DİK

EĞİTİM SEKRETERİMİZ LEDA HAMURKESEN`İN KONUŞMASI

HOŞGELDİNİZ SAYGIDEĞER KONUKLAR

Suskunum, böyle yetiştirilmişim, geçmişim kurallar sarmalından, kesin çizgilerle ayrılmış dünyam, özgürlüğüm sınırlı, düşlerim keza, gülemem doyasıya, konuşamam, ayıp sanmış her bir şeyim, bana dair türlü deyim, küçümsenmişim, oysa benim hayat veren, adınızı koyan benim, ben kadınım...

Merhaba Dostlar; şimdi size dramatik gelen bu söylem biz kadınların gerçek dünyasından ibaret. Erkek egemen bir dünyada, kadının özgür birey olduğu, istemleri, hayattan beklentileri ve düşünceleri olabileceği yadsınıyor. Sosyal ortamda eş olarak, anne olarak yüklenilen görevden ibaret kılınıyor kadının yaşamı. Eğitimlerinin kısıtlanmasıyla düşünsel gelişimleri engellenirken, ekonomik alanda da fırsat eşitsizliği kendiliğinden yaratılıyor. Ve bir girdabın içerisinde kendileri hakkında alınan kararları izliyorlar sadece. Toplumun çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen, siyasetende kotalar konularak geçit verilmiyor kadınlarımıza. Onlar ki; yaşamın bütün ağırlığını omuzlarında hissederken ve büyütürken yarının umutlarını, acıyı yaşarken savaşlarda, çatışmalarda, kan ve barut kokusunda bir tek şey istiyorlar; çığlıklarının duyulmasını. Birey olmak istiyorlar, ayrımsız, ötekileştirilmeden insanca bir arada yaşanmasını…

Söylenecek çok şey var belki daha, sözlerin kısaldığı, dostların çoğaldığı bir yaşam dileğiyle saygılarımı sunuyorum…

Leda HAMURKESEN