Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

BİZ KİMSEYE ‘NERELİSİN’ DİYE SORMAYIZ.

2010 yılında Bakırköy’de kurulan Birarada Yaşam Derneği Başkanı Mehmet Dik, “Ayrım gözetmeden, sadece insan olma temelinde hareket ediyoruz” dedi. Neler yapabileceğine hiçbir zaman tek başına değil, kurucuları ile birlikte karar veren bir yapı; Birarada Yaşam Kültür ve Dayanışma Derneği. Ayrıştırmalara karşı bir arada olma fikriyle yola çıkan ve Nisan 2010 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren derneğin bundan sonraki faaliyetleri ve amaçları hakkında bilgi aldık. Dernek Başkanı Mehmet Dik, kurucu üyeler Mehmet Ali Akalın ve Hayri Yücel sorularımızı yanıtladı.

- Dernek olarak bir yılı geride bıraktınız. Geçen bir yılın değerlendirmesine ilişkin neler söylemek istersiniz?

Mehmet Dik: İlk kuruluştaki zorlukların epey bir kısmını atlatmış durumdayız. Ama şu bir gerçek ki Türkiye’de dernekler ve dernekler yasası düşünce özgürlüğü ile ilgili pek çok şeye cevap verecek tarzda değil. Daha ziyade mahalli ve çevresel düzeyde kalıyor. Derneklerin özgürlükleri kısıtlanmış. Mesela siyasi bir konuyla ilgilenemiyor, faaliyette bulunamıyorlar. Biz ilk yıl arkadaşlarla bir arada toplanmayı sağladık. Ne yapabileceğimize hiçbir zaman tek başına değil, kurucularla birlikte karar verip güven sağlayarak belirli bir eylem içersine girdik. Mesela Referandum’da ‘hayır’ kampanyası yürüttük. İnternet üzerinde bir portal açarak arkadaşlarımızın yazılarını okuyucuların görüşüne sunduk.

-Derneğiniz, kuruluş amacı itibarıyla alışılagelmiş dernek oluşumlarından farklı bir amaca hizmet ediyor. Neden birarada yaşam?

Hayri Yücel: Bir arada yaşamın özelliği, hiçbir zaman ırk, dil, din veya etnik yapıyı ayrıştırmadan sadece insanın insan olma özelliği ile birlikte yaşamasını içerir. Ferdileşmenin pompalandığı bir süreçten geçiyoruz. Böyle bir ortamda insanlar birbirlerine saygı yitimi yaşıyor. Bu güvensizlik ve parçalanmışlık duygusundan faydalananlar her türlü aracı kullanıyorlar. Böyle bir süreçte kafasını kaldırıp dünyaya bakabilme yetisine sahip insanların, insani olguların yitimine karşı bir dayanışma örneği göstermeleri gerektiğine inandık. Bundan hareketle bir arada yaşam söylemini insana saygı ve olumsuzlukların giderilmesinde ortak mücadele alanı olarak gördük. Bu derneğin oluşumunun ana fikri de budur.

-Farklı fikirleri, farklı kültürleri bir arada tutmak siyasetin bile başarmakta zorlandığı, sorunlu bir alan. Derneğiniz bu anlamda nasıl bir misyona sahip?

Mehmet Dik: Din, dil, ırk.. bunlar bir ayrıştırma sebebidir. Çünkü burjuvazinin işine gelir. Bu ayrıştırmanın temelinde ekonomik çıkarlar yatar. Biz, bir arada yaşama fikrini yaygınlaştırmak ve kitlelerin bilinçlendirilmesi için varız. Sorunların bugünden yarına çözülemeyeceğini biliyoruz. Ama bilip de atılamayan her adım suçluluğun ta kendisidir. Aslında yaşayan herkes yaşarken siyaset yapar.

Yaşamın kendisi bir siyaset biçimidir. Orada taraftarlığın nerde olmasına bakmak gerekiyor. Bu da söylemlerle ortaya çıkacak veya açıklanacak bir durum değil. Yaşamdaki davranış biçimleriyle çoğaltılabilecek bir alandır.

Mehmet Ali Akalın: Biz siyasi parti değiliz. Lokal olarak da bakmıyoruz. Bu dünya üzerinde gelişen her şeyin bizi ilgilendirdiğini düşünüyoruz. Tavır alınması gereken noktada, herhangi bir olumsuzlukta, insandan yana tavır alan bir anlayışa sahibiz. Üyelerini de bu anlayış biçimi üzerinde bir araya getiren bir yapıya sahibiz.

-‘Ben’ yerine ‘Biz’ olgusunu esas alıyorsunuz. Birinin diğerine ‘öteki’ diye baktığı günümüzde bu ne kadar mümkün?

Mehmet Ali Akalın: Temel bakışı emekten yana olmak koşuluyla, etnisite, din, kültür farklılıklarını farklılık olarak görmüyoruz. Biz buradaki hiç kimseye nerelisin diye soru sormayız. Ya da hangi dindensin diye. Bu anlamda derneğimiz bir ortak zemin oluşturmuştur.

Mehmet Dik: Sermayenin temerküzleşerek (tekelleşerek) insanlar arası ayrımı yaratmaya çalıştığı bir süreçte emeğin örgütlenerek asgari yaşam haklarını kazanabileceği bir mücadelenin içersindeyiz. Bu farkındalıkla insani dayanışmayı güçlendirebilmek için hareket ediyoruz.

-Derneğiniz acil olarak hangi sorunları önüne koymakta?

Mehmet Dik: Dünya barışının sağlanması için silahlanmanın bitmesi lazım. Bunun için de füze kalkanının ülkemizde gerekli olduğuna inanmıyoruz. 4 yüz yıldır çizilen sınırlarında hiçbir çatışmanın olmadığı bir ülke ile, İran, Suriye gibi komşularımızla, füze kalkanı sayesinde çatışma çıkması bizce anlamsızdır. Bunun için bir basın bildirisi düşünüyoruz. Hayri Yücel: Ekolojik dengelerden ekonomik dengelere kadar gelişen her türlü olayı bakış açımız doğrultusunda değerlendirip görüşlerimizi beyan edeceğimiz etkinliklerimiz olacaktır.

-Geçtiğimiz günlerde Bakırköy’de geniş katılımlı bir dayanışma gecesi düzenlediniz. Buradan ne tür sonuçlar çıktı? Yeni şube açacak mısınız?

Mehmet Dik: Özellikle Bakırköy’de yaşayan insanların bir araya gelme arzusunun üst düzeyde olduğunu kanıtladı bu etkinliğimiz. Bu da bizim sıralamaya çalıştığımız düşüncelerin doğru olduğunu gösterdi. Yeni şubeler açılması yönünde talep var ama değerlendiriyoruz. Gecede de bu talepler dile getirildi, inceliyoruz.

NEDEN BİRARADAYIZ

“Herkes ufku seyreder; ışık huzmelerini gözlemlemek, süzüp ayrıştırmak, anlamlaştırmak ve anlatabilmek ise farklılık ister. Bu farklılık, bilincin öngörüsüyle olasıdır. Sığlıktan derinliğe, derinlikten sığlığa hareketlenmeleri çözümleyebilme yetisi bilginin kılavuzluğunda gerçekleşebilir. Bu bilinç salt istatiksel birikimden ibaret değildir. İstatikseli yaşamın içerisinde objelerle bütünleştirmektir.”

MUKADDER ANADOLU / KENT YAŞAM

KENT YAŞAM
18-10-2011