Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

KAVRAM KARGAŞASININ PANZEHİRİ ÖRGÜTLÜ TOPLUMDUR.

07.04.2013 Pazar günü Bakırköy spor vakfı salonunda düzenlenen “Geleneksel Bakırköy buluşmaları” kahvaltısına konuk olarak eski Kültür Bakanı FİKRİ SAĞLAR katıldı. Demokrasi, insan hakları, bölgesel gelişmeler konulu panelde, konuk panelist “çarpık anlayışlarla yürütülmeye çalışılan bahsi geçen konuların, algı yönetimiyle olumlanmaya çalışıldığının altını çizdi”.

Bilimsel düşüncenin, zorla yada düzmece hukuk girişimleriyle baskı altına alınarak sindirilmek istendiğini belirten Fikri Sağlar, kavram kargaşasının panzehirinin yalnızlaştırılmaya çalışılan birey yerine, ortak akıl ürünü örgütlü toplum olduğunu belirterek, bu yöndeki girişimlerin yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

 

Saygıdeğer konuklarımız hoş geldiniz,

İnsanlar durdukları yerden hayatı yorumlamayı severler. Bu soruların hemen hepsine ilk fasıladan sonra verilecek cevaplarda üç aşağı beş yukarı aynıdır.

Belkide kolayca cevaplanabilecek, çözümlenebilecek soru ve sorunları karmaşıkça önümüze koyduklarından birileri, ve yılıp, önemsemedikçe biz, gerçeklerden uzak bir yaşam sürmeye devam edeceğiz.

Sıradan canlılar olarak biz, gelişmelerden bihaberiz. Oysa aynı göz, aynı burun, aynı kulak, aynı anlak özelliklerini taşıyoruz sıradan olmayanlarla, bir farkla.

Hafızamıza kazınmaya çalışılan büyülü sözcük “demokrasi” kocaman bir paravana.

Sınır ötemizde, süreklileştirilmiş çatışmalar, savaş çığlıkları, sıfır sorun martavalı.

Değişim ve gelişim adına pohpohlanan tüketim, özelleştirmeler, sendikasızlaştımalar, örgütsüzleştirmeler. Suskun üniversiteler, takım elbise ve otorite tanımaz “yumurtacı hain öğrenciler”

Karartılmış bir geçmişin, derinlere inen ilişkilerin içinden çıkıldığını sandığımız anda, dahada derinleşen, şekli farklı, amacı aynı bir dönence içerisindeyiz.

Belkide anamızı alıp gitmeyecektik hiçbir yere, kadınlarımız düşmeyecekti bıçak darbeleriyle. Dereler talan edilmeyecek, rezidanslar dikilmeyecekti dibimize.

Geçmişte yaşadıklarımızı bir kenara koyup, günü ve yarını örmenin, silkelenmenin şafağındayız yani.

Yarına ertelenmeyecek kadar acil bir görevi var hepimizin. Suskunluğumuzu bozup, çözümlemeleri ayanlaştırmak gibi. 

Birarada Yaşam
07-04-2013