Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

SPOR TAŞKINLIKLARI NEDEN OLUYOR, NASIL DURDURULUR?

Son zamanlarda çok rahatsız edici şekilde artan, spor karşılaşmalarını (özellikle futbol) ve sonuçlarını  bahane ederek başlatılan ve tırmandırılan ve anarşik özellikler taşıyan asayiş olayları, tüm toplumu yakından ilgilendirir hale gelmiştir. Biz bu kısa yazımızda, esas olarak olayların çıkış sebeplerini kısaca belirttikten sonra, nasıl önlenebileceği üzerinde duracağız.

Spor karşılaşmalarından kaynaklanan olaylar her ülkede çıkabilir… Çok çeşitli nedenlerden de çıkabilir… Amacı da değişik olabilir… Hangi sosyo-ekonomik sebeplerden çıkmıştır? Sınıfsal sebepleri var mıdır, varsa nelerdir(?) gibi çok genel hususlar üzerinde durmayacağız. Böyle şeylerle ilgili değildir, demek istemiyoruz. Çok da ilgili olabilir. Biz bunun üzerinde duracak değiliz. Bu konular, uzun ve ciddi bilimsel araştırma konusudur. Bizim üzerinde odaklanacağımız hususlar, siyasetin ve idarenin bu olayların oluşmasındaki ihmal ve/veya kasıttan kaynaklanan ve/veya bir amaca dönük  çabalarından oluşan hususlara işaret etmek ve olayların nasıl önleneceğini belirtmektir.

Hepimizin bildiği gibi temsili demokratik bir sistemle yönetiliyoruz. En azından rejimimizi kabaca böyle açıklayabiliriz. Bu sistemde belirleyici unsur, “oy”dur. Takımların taraftarları, aynı zamanda seçmendir. Bu husus bütün takımlar için geçerli olmakla birlikte, şehir takımları için çok daha ve net olarak, kendini göstermektedir. Üç büyük takım, taraftarlarına, seçmen belirleyiciliği ve önemini kazandıramamıştır. Yukarıda belirttiğimiz gibi bunun çok ama pek çok sebebi olabilir. Bu ayrı bir mevzudur. Ama şehir takımları, taraftarlarının seçmen olmak özelliklerini (özellikle bazıları) çok iyi kullanmaktadırlar.

Şehir takımlarının bu çok önemli güçleri, siyaset kurumunu olabilecek en basit şekilde ama kesin olarak etkilemekte ve yönlendirmektedir. Bu durum, iktidarları, şehirlerin takımlarını kayırmaya zorlamakta ve/veya politikacılar, kolay yoldan oy elde etmek için yerli yersiz taraftarlık yapmaktadırlar. Bu tip ilişkiler, gerçekten toplumsal alışverişlerin en ilkel örneklerini oluşturuyor. Burada kesinlikle adalet yoktur. Eşitliğin çiğnenmesi ve kabul edilemez yollarla elde edilen her şey, çok ama çok büyük getiri sağlamaktadır. Uzatmaya gerek yoktur ki, yaşanan olayların en büyük sorumlusu, işte tam da bu tip politikacılardır!

İkinci derecedeki sorumlular ise, il ve ilçe yöneticileri (yani vali ve kaymakamlar) ile güvenlik güçlerinin âmirleri (yani polis müdürleri ve jandarma komutanları)dırlar. Bu ikinci sorumlu grubu, kendilerinin ne kadar çok büyük taraftar olduklarını göstermek için uğraşıyorlarsa, bunun tek bir sebebi vardır: böylece yerlerini sağlamlaştırmak ve güçlerini artırmak istiyorlardır. Kesinlikle herkes “böyledir” demiyorum. Sözüm böyle hareket edenler içindir. Bunlar, görevlerini eksiksiz ve hesapsız yaparlarsa, iddia ediyorum ki, hiçbir sportif olaydan önce, maç sırasında veya sonrasında istenmeyen bir tek olay yaşanmayacaktır.

Çok basit bir şey belirtelim: niçin maçlardan, önce o şehrin takımının taraftarları çıkarlar? Bu durum mantıksızdır! Ama yıllardır böyledir. Neden mantıksız ve yanlış olduğu belli değil midir? Zaten “olay çıkarabilme potansiyeli en yüksek olanları”, staddan önce çıkarmak, rakip azınlığı bunların adeta avı yapmak değil midir? Ben emekli kaymakamım ve böyle durumlarda her zaman “önce rakip takımı” staddan çıkarıp, uzaklaşmalarını sağladım. Hiçbir olay da olmadı. Peki bunu ben biliyorum veya düşünüyorum da başkaları düşünemiyorlar mı? Ne münasebet… Bütün sebep “o riski göze alamamaktan” kaynaklanıyor.

Azgın taraftarların yaptıkları tüm kanunsuzlukların (suçların) yasalarımızda “madde madde” karşılıkları vardır. Peki, kaç tanesi yargılanıyor ve ibret olması için ceza alıyor. Biz bilmiyoruz! Kimsenin de cezalandırılmasından mutluluk duyacak değiliz! Fakat yarın, çok ama çok büyük bir olay olursa, daha mı iyi olacaktır?!! Eğer “iktidar, bu olayların önlenmesi için samimi ve kesin bir tavır alır ve olayları önleyemeyenleri görevlerinden alır ve haklarında gerekeni yaparsa” bu olaylar, “bıçakla keser” gibi kesilecektir. Kısacası, olay oluyorsa sorumlusu iktidardır. Olaylar olmadan enerjik bir şekilde önleniyorsa da, bunun sebebi ve şerefi de iktidarındır. Sorumlular net bir şekilde belirlenmeden ve halkın (yani seçmenin) bunun hesabını soracağı intibaı oluşmadan bu olaylar önlenemez ve hatta önlenmez.

M.ATA AKSOY
07-05-2012