Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

BUMERANG

Avustralya yerlilerinin özgün av ve savaş aleti olarak bilinen başlığımız, yer yüzünün önemli icatlarından biri olarak sayılabilir. Fizik, yerçekimi, rüzgar ayarı ve daha nice bilumum hesaplamalardan sonra, hedefe doğru fırlatıldığında, hedefi saf dışı etmekle kalmaz, gereksiz masraf ve uğraşı olmasın diye kullanıcısına dönerek, adeta geri dönüşümlü tek silah olarak adlandırılabilir. Bu özelliğinden dolayı, yedeğinin bulunması gerekmediği gibi, şarjör, askılık ve benzeri, bilinen askeri edavat’ları yanınızda bulundurmanız şart değildir. Bumerangın vukuat yerinde bulunamaması, krimonolojik olayların, kördüğüme dönüşmesine neden olduğu, sıkça rastlanan bir sorun olarak ilgililerce not düşülmüştür. Çözülemeyen her şey bumeranga atfedilerek, gariban hep zan altında bırakılmıştır. Bumerang bilmeyenlere şöyle tarif edilebilir. Kıvrımları olgunlaştırılmayan bir “V” şekli fark ederseniz, şüphesiz bir bumerang görmüş’sünüzdür, ve eğer size değmeden uçuşuyorsa, yakınlarda bir yerde bir faili meçhul cinayet ve avlanma var demektir.

Gelişmiş dünyada tanklar, toplar, füzeler, uçaklar ve savarları, makineliler, havan topları ve daha nice suç aletleri varken, bumerang masum görünümüyle, ciddi bir tehlike olarak, bütün bunların ötesinde yerini almaktadır. Gizemli yapısıyla, hala kafalarda soru işaretleri yaratmakla kalmayıp, bütün acabaların arkasında ona rastlanmaktadır.

Avustralyalılar bu icatlarını gözleri gibi korumaya çalış’salarda, hain bir takım emellere sahip, çeşitli ırklardan insanlar, bu aletin kendisini ele geçirmek için, yoğun çaba göstermişler, en nihayetinde de başarmışlardır. Bende, bumerangı merak eden unsurlardan biri olduğum için, uzunca bir zaman peşinden koşturmuştum. Ancak bir türlü müşerref olma fırsatı bulamamıştım. Günlerden bir gün, tesadüfen bir sınır komşumuza rastladığımda(Suriyeli bir turistti), bana arabasının bagajındaki bumerangı gösterdi. Nasıl sahip oldun diye sordum. Dedesinin dedesi, çok meraklı bir seyyahmış, bu merakı onu ta avustralya’ya kadar sürüklemiş, evi barkı terk edip, çoluk çocuğu aç ve sefil bırakan bu seyyah, gözleri yolda onu merakla bekleyen ailesinin yanına döndüğünde(ki yaklaşık rivayet 30 yıl,) elinde sadece bumerang varmış. Herkes şaşkına döndüğünden, burun kıvırıp yanından uzaklaşırken, o elindeki aletle bir hamle yaparak, üç bin metre yükseklikteki bir leyleği avlayarak(ben sadece anlatanın yalancısıyım,) herkesi hayretlere düşürmüş. O tarihten bu yana, dededen toruna geçen bir miras olarak özenle saklanmış ve şimdiki sahibine dek silsile yoluyla gelmiş. Bu turisti yaklaşık dört ay önce istanbul’da görmüştüm. Tipini tarif et deseniz edemem, ancak ehrama bürünmüş, bumerang burunlu bir bölge insanı diyebilirim.

Geçenlerde televizyon izlerken, sıcak gelişme diyen altyazıları görünce ilgilendim. Suriye karasularında veya değil, bir uçağımızın, Suriye devleti tarafından düşürüldüğü ısrarla yinelenerek lanse ediliyordu. Devlet büyüklerimiz, bu olayın vehametini tarif ederken, suriyeye ilişkin çizme boyu sınırlaması yaparak, çizmeyi aştığı imasında bulunuyorlardı. İki pilotumuzun akıbeti hakkında rivayetler ve düşürmeye ilişkin tahminler arasında gidip geliyordum. Enkazın ve pilotlarımızın bulunması çalışmaları sürerken, yapılan tahminlerde değişmeye başlamıştı. Ne acıdır ki, iki pilotumuz bu hay huy içerisinde hayatlarını yitirmişti. Ama uçağın nasıl düştüğüne ilişkin değişken ifadeler sürüyordu. Bazı densiz Avrupa ve Amerikalı basın organları, olayı çarpıtıp, bizim masum yöneticilerimizi, zan altında bırakan yayınlar yapıyorlardı.

Külliyen yalana dayalı bu göndermeleri, bu ülke yöneticileri ve vatandaşı olarak kabulenmemiz mümkün değildi. Heyhat, bir türlü bulunamayan düşüş nedeni canımı sıkmıyorda değildi. Nihayet en yetkili ağız olan genelkurmayımız, uçağın düşüşüne ilişkin, herhangi bir dış etken(uçaksavar, top, füze vs) izine rastlanmadığını açıklayınca, itiraf ediyorum dumura uğradım. Sendelemem geçip kendime geldiğimde, iktidar partisinin ampulu gibi kafamın içinde bir ışık yandı.

Bu uçağımızı düşüren alet kesinlikle bumerangtı. Bumerang burunlu Suriyeli o şahsı gözümün önüne getirmeye çalıştım, ancak ehramı ve yüzünü kaplayan burnu yüzünden başarılı olamadım. Acaba bu tarif bulunması için yeterli olabilirmi?

Ben, üstüme düşen vatandaşlık görevini bu ihbarla yerine getiriyorum. Bundan kellisi ilgili yöneticilerimizin işi, umarım ihbara istinaden, bu hain bumerangı ve sahibini bulup gereken dersi verirler. Yoksa havada uçuşan bu söylemler bumerang gibi kendilerine dönecekler.

HAYRİ YÜCEL
14-07-2012