Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

KANAMAK (1)

Bir yeriniz, vücudunuza ait herhangi bir uzvunuz, istem dışı bir olay sonucu, yanlışlıkla, ya da herhangi bir sebeple yara alıp, derinizin üzerine, damarlarınızın zedelenmesiyle kan hücum ettiğinde, acıyı ve kanadığınızı hissedersiniz. Hemen her zaman başınıza böyle bir olay gelebilir. Dikkatimizin dağıldığı anlarda, önemsemediğimiz her hangi bir uğraşıda, bir dokunuş yada ters bir hareket biçimi, tenimizin altındaki allığı gün yüzüne çıkarabilir. Bazen dikiş diken bir elin iğneyle deldiği, meyve soyarken kayan bıçağın yaraladığı, top oynarken düşüş, denge kaybında altınızdan çıkıveren bisiklet kanamanıza, kanınızın akmasına neden olabilir. Akıp giden yaşam içerisinde hiç düşünmediğiniz kazaların, olumsuzlukların sizi bulduğu bu anları talih ya da talihsizlik olarak nitelendirip, yaranızı otamak için, kanı durdurmak için, olağanüstü bir çabayla harekete geçer, seferberlik ilan edersiniz. Bilirsiniz ki; akan her damla kan sizi yaşamdan uzaklaştıran en değerli sıvıdır. Bilirsiniz ki; kanınızı kaybettiğinizde kaybedilecek olan yarınlardır. Bilirsiniz ki; yaşam güzeldir ve üstelik yaşanacak çok şey vardır.

Her çocuğun, her yetişkinin başına gelebilecek böylesi olaylar yaşamda korunma bilincini güçlendirir. Başınıza geldiğinde ciddiyetini anladığınız bu durum, gün içerisinde milyonlarca insanın karşılaştığı bir rutindir oysaki. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide, mutlaka ayağınızın tökezlediği, düzlem dışına düştüğünüz böylesi anlar yaşamışsınızdır.

Bu anların öğrettiği, ya da öğreteceği şeyler vardır elbette. Korunma adına yeni önlemler alma yoluna gidebilirsiniz kendinize yönelik. Daha da ileri gidip sizin dışınızdaki yaşamın, çevrenizdekilerin, giderek ülkenizdeki insanların, evrendeki canlıların yaşamlarına yönelik bir değer ölçüsü oluşturabilirsiniz, eğer omuzlarını silkerek soluk alan gelişmemiş bir türe ait değilseniz.

Sizinde dahil olduğunuz dünya, tesadüflerin, kazaların dışında da kanamaktadır kurgular doğrultusunda. Kendiliğinden değil, planlı programlı uygulamalarla. Yaşamı özne olarak benimseyen, kendini her şeyin üzerinde gören, bir avuç ölçüsüyle tanımlanabilecek çıkar çevrelerinin çarpıtmalarıyla. Paylaştırılıp bölünen, bölünüp çarpıştırılan döngüde, artıyı hanelerine yazmakta bu bir avuç kesim aymazlıkla.

Bireysel çıkarların umursamazlığı, sınırsız bir doyumsuzluk seviyesinde, tüm evreni ateş topuna çevirecek kertede, uydu kurumlar ve devletler düzeyinde örgütlenerek, ülkeleri, bölgeleri kan ve barut kokusuna boğmakta yalanlarla, ustalıkla. Kendisinden olmayanı lanetleyip, işbirlikçiyi onore eden emperyal amaçlar adım adım inşa edilmekte kararlılıkla.

Kazalarla değil, kurulan pusularla milyonlarca insanın yaşam haklarının elinden alındığı, demokrasi paravanası altında oluklarca kanın aktığı coğrafyamızda, damarlarınızda bir kuruma, bünyenizde zayıflama, hareketlerinizde yavaşlama ve durgunluğu hissedebiliyormusunuz? Ve birileri gibi eğilebiliyormusunuz bahsi geçenlerin önlerinde saygıyla?...

HAYRİ YÜCEL
15-05-2012