Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

NEDEN AKİL OLAMADIM(!)

İtiraf ediyorum, fırsat bulamadım, fırsatçılığı da hiç kovalamadım, fırsat sunsalardı yinede kabullenmezdim, deli dolu oluşumdan herhalde, onlarda fark ettiler durumu, ben akil olamadım. Pişmanmıyım? Değilim. Geçti zamanı ama, fark edipte, şimdi teklif getirseler yine hayır derim.

Sürgit kanın akışından haz duyduğum içinmi, asla. Barışçıl yanlarım köreldiği içinmi, hayır.

Bana dokunmayan yılan felsefesindenmi, kesinlikle negatif. Sürece inanmadığım için mi, kısmen evet. Altında alengirli hikayeler vardır düşüncesimi, ta kendisi.

Aslında hayatın akışı içinde bu kadar sorgucu değilimdir. Ancak dönüp geçen zamana baktığımda, bana inandırıcı gelmeyen o kadar çok done varki, ister istemez geri çekilmek zorunda kaldım. Oysa sokakta iki kişi kavga etse, sakınmadan ayıran ben, bu durumda kıpırdamadım. Yani inanmadım.

Akil kimdir diye sorsalar bana, nasıl bir cevap verirdim bilemiyorum. Zekası fazla, fışkırma derecesinde, zorla tutulan mı, görmüş geçirmiş, her konuda yorum yapan mı, ilim, bilim, feni yalamış yutmuş, hayata uygulayan mı, sert havayı yumuşatan mı, ölçülü davranan mı, suyu bulandırıp, berraklığın kıymetini ispatlayan mı, tezeğinden boncuk ayıklayıp, saçından ibrişim iplik dokuyan, tespih yapıp sabırlara vesile olsun diye dağıtan mı?

Belki hepsi, aklımın yettiğince yaptım tasviri. Yalanın bu kadar ucuz, riyanın bu kadar alıcısı olduğu, böylesi bir ortamda, hiç düşünmedim akil olmayı. Yıllarca, on yıllarca akan kanın durması için attığım çığlıklara rağmen, akilim almadı bu çatışmasızlık sürecini. Yeni haritaların dayatıldığı bir kertede, farklı çatışmaların örgütlendiği bir aşamada, neye ve kime hizmet edeceğimi bilemediğimden bu fırsatıda teptim yani.

Ben hala kaygılarımı bir kenara koyamadım, yarım asrı geçti hayatım, aptalım, bu güne kadar değildim, bu günde akil olamadım.

HAYRİ YÜCEL
15-05-2013