Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

KANAMAK 4

İkinci dünya savaşı sırasında yeniden çizilen haritalar, yeni politikalarla kontrol altına alınıyordu. ABD’nin bu dönemde geliştirdiği Marshall, Truman ve Eisenhower doktrinleri uyarınca, bir yandan yeni sömürgecilik metotları uygulamaya koyulurken, diğer yandan stratejik alanların kontrolü işbirlikçi yönetimler yada batmayan üsler yoluyla sağlanıyordu. Sosyalist alternatife karşı Sözde demokrasi oyunları oynanırken, sosyalist sistem karalanıyor, dönem adıyla soğuk savaş diri tutularak, denetim altındaki ülkeler askeri harcamalara sevk ediliyordu. İşbirlikçi yönetimlerin askeri gücü iç savaşa göre örgütleniyor, her türlü baskı yöntemleri(komünist kalkışmalara karşı) yasal düzenlemelerle yerine getiriliyordu. Böylelikle hem işbirlikçiler paylarını alıyor hemde emperyalistler bölgesel kaynakların kullanımlarını kolayca kendilerine irat olarak kaydediyorlardı.

Özellikle Ortadoğu emperyalist ülkeler için vazgeçilmezliğin adresiydi. Zengin petrol kaynakları, piyasaya sürecekleri her bir meta için olağanüstü önem arz ediyordu. Öyle ki, bu alanda kırılabilecek en ufak bir halka faturası çok ağır sonuçları beraberinde getirebilirdi. Bu anlamda bölge hakimiyeti işbirlikçilere bırakılamayacak kadar önemliydi. 1920 li yıllardan itibaren Yahudi göçmenlere satın aldırılan topraklar, 1948 yılında emperyalistlerin girişimleriyle İsrail devletine dönüştürülerek, orta doğuda yeni bir milat başlatıldı. Vaat edilmiş topraklara ikinci dünya savaşının mazlumları olarak yerleştirilen Musevi cemaati, kısa bir süre sonra bulundukları alanı kan gölüne çeviren zalim bir savaş makinesine dönüştü.

Irksal ve dinsel aidiyetlerin usta kullanıcısı emperyalistler, bölgede bütün güçlerini bu gerilimi diri tutmaya harcayarak, bu güne varan Büyük Ortadoğu Projesinin ilk temellerini atmaya başladılar. Kore iç çatışmasına müdahil olan ABD ye müttefik olarak destek veren TÜRKİYE de 1952 yılında NATO ya alınarak uluslar arası savaş örgütünün bir parçası haline dönüştürüldü. Ait olduğu pakt uyarınca orta doğuya ve sınır komşusu Sovyetlere karşı ülkede üsler kurulmasına izin vererek, yumurta küfesini sırtlayıp, bölgenin bekçiliği görevini İsrail ile birlikte üstlendi. İkinci dünya savaşından muaf olan Türkiye, “muasır medeniyetlerle birlikte” ateş dansının içinde, gösterilen figürleri yerine getiren uyumlu tavrıyla, bağlılığını her zaman gösterdi. 

HAYRİ YÜCEL
17-06-2012